Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

21 Temmuz 2014 Pazartesi

SİNEMADA İTALYAN YENİ GERÇEKÇİLİĞİ


                      Bisiklet Hırsızları (Ladri di Biciclette)


Bisiklet Hırsızları (italian: Ladri di Biciclette) yönetmenliğini Vittorio de Sica, senaristliğini Cesare Zavatti'nin yapmış olduğu 1948 yapımı İtalyan yeni gerçekçi filmidir. İkinci Dünya Savaşı'ndan çıkan İtalya'nın sefaletini gözler önüne serer. Kendisinden önce yapılmış filmlerden farklı olarak sokağa inmiştir. İtalyan yeni gerçekçi akımın yönetmenlerini, senaristlerini ve oyuncularını İtalya'da bu akımın öncesinde film yapmış, senaryo yazmış ve oyunculuk yapmış kişilerden ayıran en önemli özellik ise örgütlülüktür. İtalyan yeni gerçekçi akımının temsilcileri faşist İtalya'ya karşı örgütlenmiş ve sinemanın İtalya'da çok daha değerli
olmasını sağlamışlardır.

Filmi analiz edecek olursak onun hayatın adeta kendisi olduğunu, yoksulluğun ve çaresizliğin seyirciyi kedere sürüklediğini görürsünüz. Filmde, bir işte çalışmak için bir bisiklete ihtiyacı olan baba ve bu bisikleti alabilmek için evden eşya satan anneyi görüyoruz. Tam aile mutlu olacak, para kazanacak derken bisikletin çalınmasıyla hüsrana uğrayan bir aile tablosu çizilmiş. Zaten bisikletin çalınmasından sonra filmin bitimine kadar da bisiklet arayışı sahnelerine tanıklık edeceğiz. Seyirciler olarak bizi derinden yaralayan kısım ise Antonio (baba) 'nun, yoksulluktan sıyrılmak için son çare olarak bir başkasının bisikletini çalmaya teşebbüs etmesi ve çocuğunun gözleri önünde yakalanması. Bir babanın onurunun ayaklar altına alındığını hissediyor, kahroluyoruz. Filmde anlatılmak istenen şey çok basit: Savaş sonrası yoksul İtalya'da hayatta kalabilmek için birbirinden bir şeyler çalmak zorunda olan birçok Antonio vardır.

Alman dışavurumculuk akımından farklı olarak İtalyan yeni gerçekçiliğinde hakikat dışarda, sokaktadır. Alman dışavurumculukta gerçek insanın içinde aranıp psikolojiye girilir. Bu tabi ki İtalyan yeni gerçekçiliğin psikolojiyi reddettiği anlamına gelmemeli. Zaten Bisiklet Hırsızlarında insan psikolojisinin, utancın, çaresizliğin uç noktalarına geziliyor.

                                                                                                         
                                                                                                         Yazan: Zeynep Gizem Emir





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder